Bireysel Emeklilikte Fonların Yönetimi
BİREYSEL EMEKLİLİKTE FONLARIN YÖNETİMİ
T&T SİGORTA

BİREYSEL EMEKLİLİKTE FONLARIN YÖNETİMİ

DÜNYA’DA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ UYGULAMALARI

Bireysel emeklilik sistemleri uzun yıllardır gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde uygulanan bir sistemdir. Bireysel emeklilik sistemleri bazı ülkelerde sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı bir rol oynarken, bazı ülkelerde sosyal güvenlik sistemlerine alternatif olmaktadır. Bazı ülkelerde bireysel emeklilik sistemine girip girmemek katılımcıların tercihlerine bırakılmışken bazı ülkelerde ise sisteme girmek zorunlu tutulmuştur. Şili, Uruguay, Bolivya ve Meksika gibi ülkelerde bireysel emeklilik sisteminin zorunlu olduğu görülmektedir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu OECD ülkelerinde bireysel emeklilik sistemi mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin tamamlayıcısı nitelikte ve katılımın gönüllülük esasına göre yapıldığı görülmektedir.

 

 

Dağıtım esaslı sistemler aktif çalışan nüfusun ödediği primler ile yaşlı nüfusun emeklilik maaşlarının finanse edilmesi üzerine kurulmuştur. Fon esaslı sistemlerde ise katılımcının ödediği katkılar yatırım fonlarında değerlendirilir ve emekliliği geldiğinde katılımcıya maaş olarak geri ödenir. Çok basamaklı sistemler genellikle 3 basamaktan oluşmaktadır;

  1. Basamak: Kamu tarafından yönetilen, belirli bir emeklilik geliri sağlayan, katılımın mecburi olduğu ilk basamaktır.
  1. Basamak: Daha çok işverenlerin sağladığı, birinci basamağı tamamlayıcı bir emeklilik geliri sağlayan basamaktır.
  1. Basamak: Katılımın gönüllü olduğu ve kişilerin emeklilik döneminde yaşam standartlarının aktif çalışma hayatındaki seviyesinde devam etmesini güvence altına almayı hedefleyen ek emeklilik geliri sağlayan, katılımın genelde gönüllü olduğu son basamaktır.

 

Şekil 3 Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Bireysel Emeklilik Fonları Büyüme Hızı (2008-2009)

Kaynak: Pension Markets in Focus, No. 6: Statistical tables, (2010),

http://www.oecd.org/document/24/0,3343,en_2649_34853_43942360_1_1_1_1,00.html (10 Haziran 2010)

Şekil 3’de görüldüğü üzere bireysel emeklik sistemi bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde pozitif yönde gelişme gösterirken bazı ülkelerde ise negatif yönde gelişme göstermiştir. Türkiye de ise bu ülkeler içerisinde bireysel emeklilik sistemi 2 yıl zarfında en fazla olumlu yönde gelişen ülkedir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bireysel emeklilik sistemindeki potansiyel çok farklıdır. Bu sebepten dolayı çalışmamızda gelişmiş ülkelerde bireysel emeklilik sistemi ve gelişmekte olan ülkelerde emeklilik sistemini ayrı ayrı inceleyeceğiz.

3.1 Gelişmiş Ülkelerde Özel Emeklilik Sistemi

Genel olarak Dünya’da mevcut kamu sosyal güvenlik sistemlerinin zayıfladığı ve ya yetersiz hale geleceği düşüncesinden hareketle ‘Bireysel Emeklilik Sistemleri’ni gönüllü ve ya zorunlu kılma eğilimi gözlenmektedir.[2]

Bireysel Emeklilik Sisteminin sosyal anlamda kişilere olan etkilerinin yanı sıra ekonomik anlamda da gelişmişliğe katkısı ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Özellikle gelişmiş olan ülkelerde bireysel emeklilik fonlarında biriken varlıklar, bu sistemin uygulandığı bir çok ülkede kayda değer miktarlara ulaşmıştır.

Gelişmiş ülkelerde, özel emeklilik fonu uygulamalarının bireylerin ya da çalışanların gayretleri sonucunda başladığı görülmektedir. Burada belirtilmesi gereken bir diğer önemli konu, özel emeklilik fonlarının zorunlu veya gönüllü olmasının gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkelerde farklı olmasıdır. Genellikle gelişmekte olan ülkelerde, özel emeklilik fonlarına ilişkin reform uygulamaları, zorunlu uygulamalar şeklinde ve devletin girişimiyle başlatılmaktadır.

 

Özel emeklilik programlarının geçmişi incelendiğinde 19. yüzyılın son çeyreğine kadar uzanmakta olduğu görülmektedir. 1875-1929 döneminde ABD ve Kanada’da 421 özel emeklilik programı kurulmuş durumdadır. İngiltere’de ilk özel emeklilik fonu, esnaf ve zanaatkarlar için 1375 yılında Londra’da oluşturulan “Of St. James at Garlekhithe of London” olarak bilinmektedir[3]. ABD’de ilk özel emeklilik sistemi 1875 yılında Amerikan Demiryolu Şirketi (The American Express Company) tarafından kurulmuştur. Özel emeklilik sistemi için asıl ivmenin başladığı dönem, büyük ekonomik sıkıntıların birikimleri erittiği, güvensizlik ve gelecek kaygısının arttığı 1929 Büyük Bunalım sonrasıdır[4]. Uygulamanın Avrupa’da yaygınlık kazanması 1940’lı yıllarda olmuştur. ABD’de sistemin çok geç başlamış olmasından dolayı kökleşmiş emeklilik fonları bilhassa büyük işletmelerde varlıklarını sürdürmüşlerdir. ABD’de ekonomik krizin geniş toplum kesimleri üzerindeki yıkıcı etkisini hafifletmek ve ülke çapında dayanışma sağlamak üzere 1931 yılında kurulan emeklilik fonu sistemi, Türkiye’deki SSK ile benzer bir fonksiyonu yerine getirmektedir. Avustralya’da bilinen ilk özel emeklilik fonu 1862 yılında Bank of New South Wales tarafından oluşturulmuş; onu, 1875 yılında ABD firması American Express Co. takip etmiştir (Buzlupınar, 1996: 6). Özel emeklilik fonlarının tarihine bakıldığında, American Express Company tarafından kurulan fon kendi türünün ilk örneğini oluşturmaktadır. 1902 yılında İngiltere’de Equitable Life Assurance Society tarafından sunulan emeklilik aylığı planı, hayat sigortası poliçesiyle annuite sağlayan ilk ürün olmuştur[5].

 

Emeklilik fonları dünya ölçeğinde son 25 yıl içerisinde gayri safi milli hasıla (GSMH) artışının iki katını sağlamaları ile dikkat çekmişlerdir[6].

Tablo 5

Bazı Ülkelerde Bireysel Emeklilik Fonları Kuruluş Yılları

Fon türü Ülke Fon ya da kurum adı Kuruluş Valıklar
ABD doları (milyar) GSYİH yüzdesi olarak
Sosyal güvenlik yedek fonları Kanada Kanada Emeklilik Planı 1997 102,0 6,8
Japonya Hükümet Emeklilik Yatırım Fonu 2006 1.159,6 23,6
Kore Ulusal Emeklilik Fonu 1988 216,0 23,2
Meksika IMSS Yedek Akçesi 1943 10,1 0,9
İspanya Fondo de Reserva de la Seguridad Social 1997 83,7 5,2
Birleşik Devletler Sosyal Güvenlik Vakıf Fonu 1940 2.418,7 17,0
Egemen ülke emeklilik yedek fonları Avustralya İleri Tarihli Fon 2006 49,8 4,8
Fransa Fond de Reserve des Retraites 1999 40,4 1,4
İrlanda Ulusal Emeklilik Yedek Fonu 2000 23,6 8,7
Yeni Zelanda Yeni Zelanda Emekli Sandığı 2001 8,5 6,6
Norveç Hükümet Emeklilik Fonu – Norveç 2006 15,9 3,5
Polonya Demografik Yedek Fon 2002 1,8 0,3
Portekiz Sosyal Güvenlik Finansal istikrar Fonu 1989 12,2 5,0
İsveç Ulusal Emeklilik Fonları 2000 112,4 23,5
Seçilen OECD ülkelerinin toplamı     4.254,6  

Kaynak: Pension Markets in Focus: October 2009, Issue 6, OECD 2009, (2010), http://www.oecd.org/document/24/0,3343,en_2649_34853_43942360_1_1_1_1,00.html          , (9 Haziran,2010)

 

3.1.1.ABD Bireysel Emeklilik Sistemi

Günümüzde A.B.D. sosyal güvenlik sisteminin büyük bir kısmını oluşturan Yaşlılık, Ölüm ve Maluliyet Sigortası” (Old Age, Survivor and Disability Insurance -OASDI), devlete bağlı Sosyal Güvenlik İdaresi tarafından yönetilmektedir. Bu kurum 1995 yılında bağımsız hale getirilmiştir. Sosyal güvenlik harcamaları işçi ve işverenden alınan %7,65 oranındaki primlerle finanse edilmektedir.[7]

ABD’de emeklilik sistemi, kamu sosyal emeklilik sistemi ve özel emeklilik sisteminden oluşmaktadır. Kamu sosyal emeklilik sistemi, rezerv fon destekli dağıtım esasına göre işlemektedir ve devlet tarafından yönetilmektedir. Bu sistem bütün çalışanları ilgilendirmekte ve mesleki emeklilik programlarından daha çok Amerikalı emeklilere emekli maaşı vermektedir. İstihdam ettiği kalifiye işgücünü kaybetmek istemeyen ABD’li işverenler, vergi teşviklerini de dikkate alarak çalışanlara nakit olarak veremedikleri maaş artışlarını emeklilik hesaplarına yatırmalarına imkan tanıyan özel emeklilik planlarına yönelmişlerdir. Kısa süre içerisinde özel emeklilik planları popülarite kazanmıştır.

ABD’ de belirli fayda ve belirli katkı planı olmak üzere iki temel tipte işveren destekli program bulunmaktadır. Belirli fayda esaslı (aylık vb.) program düzenlemesi ile programda belirlenmiş formüle göre hesaplanan fayda, emeklilikteki yıllık ödeme için şart koşulmaktadır. Belirli katkı esaslı program ile her bir katılımcı için bir bireysel hesap tesis edilmekte, emeklilikteki fayda hesaptaki varlıkların değeri ile hesaplanmaktadır.[8]

ABD’de sosyal güvenlik programları sağlık gibi herhangi bir soruna karşılık tazminde bulunan bir sigorta programıdır. Amerika’da sosyal güvenlik mevzuatının uygulanan son şekli 2 Eylül 1974 tarihinde kabul edilen Çalışanların Emeklilik Gelirini Güvence Yasası’na (ERISA ) dayanmaktadır.[9]

Çalışanların haklarını korumak amacına dönük olarak; tasarruf planlarının dizaynı, faaliyetleri ve varlık tahsislerine ilişkin ERISA’da yer düzenlemeler aşağıdaki alanları kapsamaktadır[10] :

 

3.1.2. İngiltere Bireysel Emeklilik Sistemi

İngiltere, emeklilik sisteminde yaptığı reformlarla üzerinde en çok durulan ülkelerin başında gelmektedir. Emeklilik sistemi hem devlet hem de özel sektör emeklilik programlarından oluşmaktadır. Sistem üç ayak üzerine inşa edilmiş olup, ilk ayakta devlet kanalıyla işleyene temel emeklilik ve kazanca bağlı emeklilik, ikinci ayakta işverenler kanalıyla işleyen mesleki emeklilik, üçüncü ayakta ise bireysel emeklilik programı bulunmaktadır.[11]

İngiltere’de sosyal güvenlik sisteminin birinci ayağında zorunlu devlet güvencesini içeren ulusal sigorta ve kazanca bağlı emeklilik sistemi yer alır. Bu sistem devlet tarafından yürütülmektedir. Primler ulusal sigorta fonunda toplanmaktadır. Emekliliği 5 yıl ertelemek mümkün olup, ertelenen her yıl için emekli aylığı belirli oranlarda arttırılmaktadır. Ayrıca, erken emekli olma imkanı yoktur. Ulusal sigortanın finansmanına isçi, işveren ve devlet katılmaktadır. Ulusal sigorta katılımcılarına sadece emeklilik aylığı ödememekte ayrıca işsizlik, hastalık, analık, maluliyet ödemeleri de yapmaktadır. Asgari ücret ve üzeri ücretle çalışan kimselerin ulusal sigorta kapsamına alınması zorunlu tutulmuştur. Ödenen primler, işçi ve işverenin kendi adlarına ödedikleri primlerden ve işverenin işçi adına ödediği primlerden oluşmaktadır. Dağıtım sistemi ile çalışır. 16 yaş üzeri ve en az asgari ücret düzeyinde kazanç elde edenlerin zorunlu olarak sigorta kapsamına alındığı, serbest çalışanların isteğe bağlı olarak katılabildikleri bir sistemdir. Tam emekli aylığı alabilmek için erkeklerin 44 yıl, kadınların 39 yıl katkıda bulunmaları gerekmektedir[12].

Devlet tarafından yönetilen ve çalışma süresi boyunca elde edilen kazanca bağlı olarak primlerle finanse edilen bir emeklilik sistemidir. Devlet, çalışanlarına gelire dayalı bir emeklilik planı sunmakta, çalışanın bu plandan çıkması halinde, işveren desteğinde olan bir planı ya da kendisine emeklilik sağlayacak bireysel bir emeklilik planını seçmektedir. Asgari bir katılım süresinin belirlendiği bu planlarda kazanç, katılman yıl sayısına bağlı olarak artmaktadır. Bu planda da, emeklilik yaşı; erkekler için 65, kadınlar için ise 60’dır. Kazanca göre emeklilik planı sonunda elde edilecek kazanç, çalışma hayatı boyunca “Ulusal Sigorta” katkı paylarının en üst ve en alt limitleri arasında ödenen katkı paylan ile finanse edilmektedir. Planda, hakkın bir başka kişiye devri, mesleki bir emeklilik planına ya da kişisel bir emeklilik planına üyelik yoluyla mümkündür. İşveren katılım paylarının tamamı vergiye tabi kardan işletme gideri olarak gösterilmek suretiyle düşülebilmektedir. İngiltere’de çalışan kesimin yaklaşık % 12’si Kazanca Bağlı Emeklilik Aylığı Planına katkıda bulunmaktadır[13]

İngiliz devletinin ödediği emeklilik maaşının yetersizliği, bireyleri özel sigortalara yönlendirmiştir. Özel sigortaları teşvik amacıyla katılımcılara vergisel avantajlar sağlayan mesleki emeklilik planlarının gelişimi de bu çerçevede olmuştur. Mesleki emeklilik, işverenler tarafından çalışanlarına teklif edilen bir plan olup, bu plana katılanlara gelire dayalı bir ödeme yapılmaktadır. SERPS kapsamından ayrılmak isteyen her şirket, asgari devletin sağlamış olduğu emeklilik aylığını ödemeyi (Guaranteed minimum Pension) taahhüt etmek koşulu ile çalışanları için vergiden muaf olarak kendi özel emeklilik planlarını oluşturabilmektedirler. Bir başka deyişle, mesleki emeklilik planı kuran bir işveren, çalışanlarına asgari SERPS’den alabileceği kadar bir emeklilik maaşı garanti etmek zorundadır. Çalışanlar, mesleki emeklilik planlarını, SERPS’den ayrılmak için de kullanabilmektedir. SERPS’den ayrılan bir çalışan, emeklilik fonunda değerlendirmek üzere yıllık kazancının % 1.6’sı bir vergi avantajı elde etmektedir. Söz konusu planlarda, fonların getirileri de vergiden muaf tutulmuştur. Çalışanın ya da işverenin SERPS’e geri dönmek istemesi halinde, devlet emeklilik primi adı altında özel bir prim ödenmesi koşulu ile geri dönüşü sağlamaktadır. Halen, 11 milyon çalışan mesleki emeklilik planına katkıda bulunmaktadır ve bunların 8.3 milyonu SERPS’den ayrılmıştır.[14]

 

3.1.3. Avustralya Bireysel Emeklilik Sistemi

Avustralya’daki sosyal güvenlik sistemi 1985 yılında sendikalar ve devletin anlaşmasıyla yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu reform kamu personeli dışında kalan çalışanların Avustralya üzerindeki yükünü azaltmayı amaçlamıştır. 1986’da Avustralya devletinin kurduğu bir özel emeklilik fonu (superannution) ile özel sektör çalışanlarının primleri bu fona aktarılmaya başlanmıştır. Daha sonra da 1992’de yapılan reform ile tüm işverenler emeklilik fonu (superannution) kurmak zorunda bırakılmıştır.[15]

Avustralya’da da emeklilik sistemi üç ayaktan oluşmaktadır ve bunlar kamu emeklilik sistemi, zorunlu özel emeklilik sistemi ve isteğe bağlı özel emeklilik sistemidir. Kamu emeklilik sisteminde minimum emeklilik yaşı kadınlar için 60, erkekleri için 65 olarak belirlenmiştir. Diğer ülkelerden farklı olarak Avustralya’da sigortalılardan prim/katkı tahsil edilmemekte, ödemeler genel bütçeden karşılanmaktadır. İkinci ayak olan özel emeklilik sisteminde minimum emeklilik yaşı 55 olarak belirlenmiştir. İşverenlerin kendileri tarafından kurulan kapalı emeklilik fonlarına katkıda bulunmaları zorunludur. İşverenler bir emeklilik fonu kurmamışlarsa kurulmuş bir emeklilik fonunu seçmeleri gerekmektedir. Sisteme katılım özel veya kamuda çalışan tüm işçilere zorunlu, serbest çalışanlar ve düşük ücret alanlar için zorunlu değildir. Sistemin üçüncü ayağını oluşturan gönüllü özel emeklilik sisteminde fonlama belirli katkı esasına göre yapılır. Çalışanların işveren tarafından kurulan emeklilik fonları ile bireysel emeklilik fonları arasında seçim yapma imkanı vardır ve fon getirilerine %15 vergi uygulanmakta olup geri ödemeler indirimli oranda vergilendirilir.[16]

 

3.1.4. Fransa Bireysel Emeklilik Sistemi

Fransa’ da 1997 yılında kabul edilen bir yasa ile emeklilik tasarrufu planları ve emeklilik tasarruf fonları sistemi benimsenmiş olup, ancak yoğun eleştiriler dağıtım sisteminin yerleşmiş olması ve fon biriktirme sistemine çok sınırlı bir alan tanınmış oluşu özel hayat sigorta sisteminin çok yaygın bir biçimde uygulanmakta oluşu ve özellikle işçi sendikalarının şiddetli tepkileri üzerine hükümetin gerekli kararnameleri yürürlüğe koymaması nedeniyle uygulanmamış ve dolayısıyla ölü bir metin olarak kalmıştır. [17]

Batı Avrupa Ülkeleri’ndeki emeklilik fonları çok yakın bir tarihe kadar sermaye piyasalarındaki olumlu konjöktür nedeniyle aktif olarak çalışanların sayısındaki artışa rağmen kapsadıkları kişi sayısı açısından eksilen bir seyir izlemiştir. Diğer yandan emeklilik fonları da işsizlik ve kamu finansmanındaki krizden olumsuz etkilenmektedir. Kamu finansmanındaki sorunlar hükümetleri, emeklilik fonlarına tanınan vergi ayrıcalıklarını asgariye indirmeye ve olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle fonların reasürans sistemine dahil edilmesi konusunda yeni yaklaşımlar ön görmeye zorlamaktadır. İşletmelerin iflas tehlikesine karşı fon hesaplarının ve emeklilik haklarının başka şirketlere transfer edilebilirliği ve çalışanların sürekli işyeri değiştirmeleri emeklilik sisteminin maliyetini artırmaktadır.[18]

 

3.1.5.Almanya Bireysel Emeklilik Sistemi

Almanya’da sosyal güvenlik sisteminin merkezini sosyal sigortalar oluşturmaktadır. Sosyal sigortalar; bütün emeklileri, işçileri ve işçilerin ailelerinin yer aldığı ve toplam nüfusun yaklaşık %90’ını kapsayan bir yapıdadır. Geri kalan kısım ise, özel sigortalar tarafından veya bağımsız çalışanlarda olduğu gibi farklı önlemlerle güvence altına alınmışlardır. Memur ve asker gibi kesimler de kendilerine ait özel sosyal güvenlik sistemlerine sahiptir.[19]

Alman ekonomisinde demografik değişimler sonucu finansman sorunları baş göstermiştir. Sorunların mevcut sistemle çözülemeyeceğinin anlaşılması üzerine sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı özellikte özel emeklilik sistemi uygulamaya geçirilmiştir.[20]

Almanya’da düzenli emeklilik sigortasında, eşit emeklilik hakkı için önceden katılım yapılmaktadır. Emekli aylığı, net ücretin yaklaşık %50’sine eşit olup 65 yaşından sonra düzenli olarak verilmektedir. Sistem, çalışanların ve işverenlerin eşit katkılarıyla finanse edilmektedir. Demografik değişmeler nedeniyle katkılar, yaşlı kuşağın daha çok olan emekli aylığı taleplerini karşılayamamaktadır. Şirket emeklilik planları, özel emeklilik sigortası gibi gönüllüdür. Şirket ya da özel emeklilik sistemlerinin organizasyonu ve finansmanı özeldir.

 

Şekil 4 Bazı Gelişmiş Ülkelerde Kamu Emeklilik Rezerv Fonlarının Portföy Dağılımı (2008)

Kaynak: Pension Markets in Focus: October 2009, Issue 6 – OECD 2009           , http://www.oecd.org/document/24/0,3343,en_2649_34853_43942360_1_1_1_1,00.html          (10 Haziran 2010)

3.2.Gelişmekte Olan Ülkelerde Bireysel Emeklilik Sistemi

            Gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere nazaran bireysel emeklilik sistemi daha zayıf kalmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerden bireysel emeklilik sistemi biraz daha gelişmiş olan ülkeler Şili, Macaristan, Polonya, Kolombiya ve Arjantin’dir.

Tablo 6

Ülkelerin Sosyal Güvenlik Sistemlerinde Yeniden Yapılanmayı Gerçekleştirdikleri Tarihler

ÜLKE REFORM YILI
Şili 1981
Kolombiya 1994
Arjantin 1994
Macaristan 1998
Polonya 1999

Kaynak: Osman Gürbüz,Selma Ekinci,Bireysel Emeklilik Sistemi ve Sermaye Piyasalarına Beklenen Etkiler, http://iibf.marmara.edu.tr/dosya/fakulte/iibfdergi_2003/2003_12.pdf, (10 Haziran 2010)

 

3.2.1.Macaristan Bireysel Emeklilik Sistemi

Macaristan’da Temmuz 1997’de kabul edilen bireysel emeklilik sistemi, uygulamaya 1 Ocak 1998’de başlamıştır. Bu sistem, Orta ve Doğu Avrupa’daki ilk sistematik emeklilik sistemi olma özelliği taşımaktadır.[21]

Karma yapılı yeni emeklilik sisteminde ağırlıklı olan dağıtım esaslı kamu programına ilave olarak zorunluluk esaslı karışık bir emeklilik seçeneğine sahip fonlu yeni bir ayak daha oluşturulmuştur. Herkes için zorunlu olan ilk ayak, tümüyle işverenlerin kısmen de çalışanların katkılarıyla ve dağıtım yöntemiyle finanse edilmektedir. Kadınlarda 55, erkeklerde 60 olan emekli yaşı 2010’de 62 olacaktır. İkinci ayak, zorunluluk esasıyla ve tümüyle çalışanların katkılarıyla finanse edilen bireysel emeklilik hesaplarına dayalı emeklilik fonlarından oluşmakta ve üçüncü ayak olarak var olan gönüllü ortak emeklilik fonlarına benzemektedir.[22]

Zorunlu ilk iki ayak, felsefeleri farklı olmakla beraber birbirini tamamlamaktadır. Birinci ayakta bireyler hizmet süresince katkı ödeyerek emeklilik haklarını artırmakta, ikinci ayakta ise yaptıkları katkıyı ve katkının getirisini almaktadır. İki ayak birlikte çeşitlenmiş bir emeklilik portföyü meydana getirmektedir. Bu emeklilik portföyün farklı öğeleri farklı riskleri kapsamak ve farklı bekleyişleri karşılamak için oluşturulmaktadır.[23]

İkinci ayak, 1 Ocak 1998’de başlatılan ve primlerle finanse edilen zorunlu emeklilik fonlarından meydana gelmektedir. Bunlar üyelerine emeklilik sigortası sağlayan, kar amacı olmayan ortak güvence fonlarıdır. Birinci ayaktaki katkıya esas kazanç limitinin geçerli olduğu ikinci ayakta da üyeler, gelirlerinin %8’i oranında katkıda bulunmaktadır. İşverenler, ücretlerden bireysel katkıyı kesip bir bildirim ile birlikte doğrudan özel emeklilik fonuna transfer etmektedir. 1994 yılında tesis edilen üçüncü ayak, büyük vergi muafiyetinin olduğu ve yaşlılık günleri için kişiyi daha fazla tasarruf yapmaya zorlayan gönüllü özel emeklilik ayağıdır.[24]

 

3.2.2.Kolombiya Bireysel Emeklilik Sistemi

1994 öncesi Kolombiya’da, tüm çalışanlar için çok parçalı bir sosyal güvenlik sistemi vardı. Bu yapı, yolsuzluk, etkinsizlik ve yetersizlik nedeniyle çok maliyetli olmaya başladığından, emeklilik maaşı ödemelerinde uzun gecikmelere yol açmıştır. Primlerden kaçış ve geciken ödemeler, ücretlerin olduğundan az beyan edilmesi, yüksek idari maliyetler ve devlet borçları, rezervlerin etkin değerlendirilmemesi sistemin tıkanma noktasına gelmesindeki faktörlerden olmuştur. 1993 yılına gelindiğinde işgücünün %30’undan daha azı kapsamda kalmıştır. Söz konusu kapsam oranı, ekonomik sektör ve bölgelere göre çok farklılık arz etmiştir. Kırsal kesim çalışanları ve kamuda çalışmayan işçiler genelde kapsam dışında kalmıştır. Bütün olumsuzluklardan sonra 1991’de yürürlüğe giren yeni anayasa, tüm vatandaşların devredilemez hakkı olarak sosyal sigortayı tesis etmiştir. Bu durum sistemin problemleri ile birlikte, mevcut sistemi özel sistem ile değiştirmek için bir hükümet önerisini ortaya çıkarmıştır. Söz konusu öneri, çok güçlü şekilde finansal sektör tarafından destek görmesine karşın, toplumun diğer kesimlerinden eleştiri görmüştür.[25]

Aralık 1993’de yenilenmiş reform önerisi kongrede onaylanarak Nisan 1994’de yürürlüğe girmiştir. Bu reform, yeni bir yapıya sahip olmuş önceki kamu programıyla birlikte özel emeklilik programını harekete geçirmiştir. Peru’daki ile aralarında benzerlikler olan yeni sistemdeki zorunluluk esası, çalışan her bireyin tercihine göre değişmektedir. Bu yeni model, Şili modelinin özelliklerinin birçoğunu içermekle birlikte bu modele göre önemli farklılıklar da taşımaktadır. Örneğin, işgücüne yeni katılanlar dahil önceden sigortalanmış kişiler, iki programdan hangisine katılacaklarının ve her üç yılda bir, birinden diğerine geçmenin tercihini yapabilmektedir. Geçiş sürecinden sonra, sadece sosyal güvenlik kurumu ve özel programın kalmasının beklendiği reformda; askerler, polisler, öğretmenler, üniversite çalışanları, hakimler, sosyal güvenlik kurumu çalışanları, kongre üyeleri, devlet petrol şirketi çalışanları ve ulusal telefon şirketi çalışanları kapsama alınmamıştır. Eski emeklilik programı kamu sektörü çalışanları dışındaki kişileri yeni katılımcı olarak almamıştır.[26]

Her iki programdaki zorunlu katkı oranı, ücret bordrosunun %10’u kadar olmaktadır. İdari maliyetler, sakatlık ve hayatta kalma sigortalarının zorunlu kapsanması için %10’a ilave olarak maksimum %3.5 oranında prim alınmaktadır. İşveren, toplam katkının %75’ini, sigortalanmış kişiler ise kalan %25’i ödemektedir. Asgari ücretin 4 katından fazla kazanan katılımcılar, ücret bordrolarının %’1’i oranında ilave katkıyı dayanışma fonuna ödeyerek, bazı düşük gelirli sigortalıların katkılarının bir kısmını desteklemektedir. Sadece özel sektörde çalışan işçiler, sakat işçiler ve belli bir minimum yaş üzerinde olup asgari ücretin sadece yarısını alan bir tür çocuk bakıcısı işçiler de söz konusu desteklemede hak sahibi olmaktadır. Bu destekleme, sigortalıya emeklilik maaşı hak ettirmek için mevcut geçmiş katkı süresini artırmada kullanılmaktadır.

 

3.2.3.Arjantin Bireysel Emeklilik Sistemi

Arjantin, 1994 yılında sosyal güvenlik sisteminde yeniden yapılanmayla Bütünleşik Emeklilik Sistemi” İspanyolca olan kısaltmasıyla SIJP (Sıstema Integrado de Jubilaciones y Pensiones) adı altında yeni bir emeklilik sistemi kurmuştur. Arjantin’in sosyal güvenlik sistemi, iki alt sistemden oluşmaktadır:

Birinci ayak, Ulusal Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından dağıtım yöntemi ile işletilmektedir. Kanuna göre, brüt vergilendirilir gelirin %16’sı oranındaki işverenlerin katkıları ile finanse edilmekte, ikinci ayak, brüt vergilendirilir gelirin %11’i oranındaki çalışanların katkısı ile finanse edilmektedir. İşçinin seçtiği fon ya da dağıtım yöntemine bağlı olarak, sakatlık ve hayatta kalma faydaları, ikinci ayak tarafından sağlanmaktadır. Reformdan önce katkısı olan ve 1994’ten sonra emekli olan tüm işçiler, emeklilik öncesi gelire ve eski sisteme katkı yapılan yıl sayısı ile orantılı bir biçimde ve telafi eden fayda almaktadır. Reformdan önce emekli olan işçiler ise yarar sağlamayı sürdürmektedirler.[27]

Arjantin’de emeklilik fonu yönetim şirketleri denetçisi, katkıların düzgün kredilendirilmesi ve faydaların ödenmesi dahil olmak üzere özel sistemin işleyişini denetlemektedir. Emeklilik fonu yönetim şirketleri denetçisi ayrıca, emeklilik fonu yatırım şirketlerinin yapabileceği yatırımların türünü sıkı bir şekilde düzenlemekte ve sınırlamalar koymaktadır. Yatırımlar; ulusal hükümet tahvillerinde %50’yi, eyalet ve bölgesel devlet tahvillerinde %15’i, yerli özel şirketlerce çıkarılan tahvillerde %42’yi, yerli şirket hisselerinde %35’i, yeni özelleştirilen kamu teşebbüslerinin hisselerinde %35’i, bankalarda ve karşılıklı fonlarda %42’yi ve yabancı tahvillerde %17’yi aşamamaktadır. Ekim 1999’da, tüm emeklilik fonu yatırım şirketleri yatırımlarında ortalama olarak %48 devlet tahvillerinde, %19 hisse senetlerinde, %19 depozit sertifikalarında ve %0.3 yabancı tahvillerde olmuştur.[28]

 

3.2.4.Polonya Bireysel Emeklilik Sistemi

1 Ocak 1999’da yürürlülüğe giren Polonya emeklilik sistemi 31Aralık 1948’den sonra doğanlar için eski sistemin yerini almıştır. Reformun tasarımı ve aşamalı uygulaması diğer ülkelerdeki emeklilik reformlarından farklılıklar göstermektedir. Polonya’da geçiş süreci, üç yaş grubuna bölünmüş olup; 30 yaşının altındaki kişiler hem kamu hem de özel emeklilik sistemine katılmak zorunda bırakılmıştır. 30-50 yaş arasındaki kişiler yeni ulusal belirli katkı planına katkı yapma zorunluluğunda bulunmakla birlikte, yeni belirli katkılı özel emeklilik fonlarına katkı yapmayı 30 Eylül 1999 tarihine kadar tercih edebilmişlerdir. 50 yaşın üzerindeki kişiler ise eski dağıtım sisteminden emekli olmaya devam etmektedirler.[29]

Emeklilik sisteminin reformu üç kademeden oluşmaktadır. Bu üç kademenin ilk iki ayağı zorunlu, üçüncü ayak ise isteğe bağlı sigorta sistemlerinden oluşmaktadır. İlk ayak, devlete bağlı Sosyal Sigortalar Kurumu, ikinci ayak, yarısı işverenler, diğer yarısı ise çalışanlar tarafından zorunlu prim ödemeleri olarak yatırılan özel sigorta fonları ve üçüncü ayakta ise, ilaveten isteğe bağlı sigorta primleriyle çalışan işçi prim hesapları ve bireysel emeklilik programları tarafından yürütülmektedir.[30]

Polonya’da 1999’da yürürlüğe giren yeni emeklilik sistemi Dünya Bankası’nın tanımına göre üç ayağı da içermektedir. Yeni sistemdeki bu üç ayağı açıklayacak olursak[31];

  1. Ayak: Sosyal Sigorta Kurumu: Merkezi sosyal sigorta kurumu tarafından yönetilen dağıtım yönetimine dayalı finansman metodu uygulayan ve tanımlanmış katkı esasına dayanan bir sistemdir. Bu sistemde sigortalılar için bireysel hesaplar oluşturulmaktadır. İlk ayağın sorumluluğu tamamen devlete aittir.
  1. Ayak: Özel fonlar, 30 yaşın altındakiler için zorunludur. Yeni sosyal güvenlik sistemine geçilen 1999 yılında 30-50 yas arasında olanlar, isterlerse yeni Sosyal Sigorta Kurumuna geçme hakları vardır veya ödedikleri primler açık fonlar ile sosyal sigorta kurumu arasında bölünebilir. Bu sistem, tanımlanmış katkı esasına dayanmaktadır. Fon hizmeti, bir sigorta şirketi aracılığıyla yapmaktadır. Emeklilik fonları, kuruluş amacına uygun olacak şekilde emeklilik fonu şirketlerince idare edilmektedir.
  1. Ayak: Çalışanlar için gönüllü özel emeklilik programı olarak adlandırılmaktadır. Bu sistem emeklilik sonrasını kapsayan ek bir prim sistemidir. İşveren programının kanuni yönden kabul edilebilmesi için bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Birinci şart; işveren, tüm çalışanların eşit katılma şansına sahip olduğu katılım şartlarını doğru tanımlamalıdır. İkinci şart, çalışanların yarıdan fazlasının programa katılması gerçekleşme olasılığı olmalıdır. Üçüncü şart, üyeler adına gelirin %7’sinden fazlası olmayan katkılar, sosyal sigorta katkıları kapsamındadır. Dördüncü şart ise, katılımcı sadece 60 yaş limitine ulaştığında ya da uzun süreli sakatlık veya ölüm hallerinde fayda alabilmektedir. Bu kriterler yerine getirildiğinde üçüncü ayak tasarruflarının kurumsal yapıda olabilmesi için Anonim Şirket olarak faaliyet gösteren bir hayat sigortası şirketince çalışanlar adına yazılmış grup sigortasının olması, ortak bir sigorta şirketine çalışanın katkı ödemesi, faaliyet gösteren bir emeklilik fonuna çalışanın katkı ödemesi, açık yatırım fonuna ya da özelleşmiş açık yatırım fonuna çalışanın katkı ödemesi gerekmektedir.

Sistemin denetimi için, Emeklilik Fonları Denetmenliği oluşturulmuştur. Bu birimin ana rolü, emeklilik planlarının ve fon üyelerinin çıkarlarını korumak, emeklilik fonlarının ve yönetici şirketlerin hem faaliyetlerini hem de transfer birimlerini ve sorumlu bankalarını denetlemek, kanun ihlallerini bertaraf etmek ve sistemdeki istikrarı sağlamaktır. Kontrolün amacı, şeffaflık ve emeklilik fonlarının iyi bir yatırım politikasını sağlamaktır. Fonlar, yatırım kurallarına ve kanundaki sınırlamalara uymak zorundadır. Emeklilik fonlarının iki yıllık yatırımından sonra, Emeklilik Fonları Denetmenliği asgari getiri oranını hesaplamaktadır. Bunun için, günlük elektronik raporlar çok önemlidir. Emeklilik sisteminin üyeler için şeffaf olması zorunludur. Denetleme birimi, yanlış bilgilendirmeleri önlemek için emeklilik fonu ve yönetici şirketlerin ilanlarını ve reklamlarını kontrol edebilmektedir. Hesaplarda, varlık değerlendirmede, fiyatlandırma ve yatırıma ilişkin diğer hususlarda da şeffaflık önem taşımaktadır. Söz konusu birim, emeklilik fonu için çalışan tüm satış elemanlarını kayıt altına almakta, emeklilik fonları ve yönetici şirketlerdeki düzensizlik, eksiklik ve yanlışlıkları düzeltmeleri için onları zorlayabilmektedir. İlk ayağın sorumluluğu tamamen devlete ait iken, ikinci ayaktaki açık uçlu emeklilik fonları ve yöneticileri devlet tarafından denetlenmektedir. Devletin kısmi sorumluluğu olduğundan denetlemenin sıkı yapılması gerekmektedir. Devletin sorumluluğu iki alanda ortaya çıkabilmektedir. Birincisi, şayet fonun semeresi kanunda belirtilen asgari getiri oranının altında ise devlet sorumluluğu devreye girmektedir. Böyle bir durum ortaya çıktığında ilk olarak, fonun rezerv hesabında biriken kaynaklara bakılmaktadır. Söz konusu kaynak yetersiz ise ve yönetici şirket kendi sermayesi ile ödeyemeyecek ve iflasa gidecek ise Garanti Fonu devreye girmekte ve sorumluluk Garanti Fonuna geçmektedir. Nihayetinde, Garanti Fonu sonrası asgari getiri oranı ile fonun getiri oranı arasındaki farkın dengelenmesinden hazine sorumlu olmaktadır. İkincisi, emeklilik fonunda tasarruf edilen sermaye ile birinci ayak için hesaplanan asgari faydanın ödenmesinde de devletin sorumluluğu vardır.[32]

 

3.2.5.Şili Bireysel Emeklilik Sistemi

Latin Amerika ülkeleri arasında özel emeklilik modelini en erken uygulayan ülke Sili olmuş ve tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Çünkü Şili’de tamamıyla radikal bir sistem değişikliği ifade edilmektedir. Şili’de sosyal güvenlik garantisinin tamamen devlet tarafından sağlandığı tek ayaklı bir sistemden, tamamen bireylerin sorumluluğunun söz konusu olduğu bir diğer emeklilik sitemine geçilmiştir. Bu sebeple Şili örneği geleneksel sosyal güvenliğe bakış açısını değiştiren ve tamamen farklı bir uygulama anlayışı getiren bir sistemdir.[33]

Şili’nin sosyal güvenlik sistemi 1924 yılında dağıtım modeli PAYG esasına göre oluşturulmuştur. Kurulusundan 30 yıl sonra rezervleri eriyen ve ülke ekonomisine yüklenen emeklilik aylıkları, 1980’li yıllarda GSMH’nin % 20’si kadar bir bütçe harcamasına sebep olmuştur. 1980’e kadar çabalarında bulunulmuş ve bu nedenle emeklilik maaşları düşürülmüştür. Bu çabaları desteklemek amacıyla emeklilik yası kadınlarda 60, erkeklerde 65’e yükseltilmiştir.[34]

Şili bireysel emeklilik sisteminin sistemin üç temel özelliği vardır:

Şili emeklilik sisteminin maliyeti yüksek olduğundan, düşük gelir düzeyindeki çalışanlar, asgari emeklilik maaşına hak kazanmak için gereken minimum süreyi astıktan sonra daha fazla prim ödememek için kayıt dışı sektöre yönelmekte veya kamu tarafından garanti edilen sosyal güvenlik yardımına hak kazanmak için hiç prim ödememe yolunu seçmektedirler.[35]

Şili’de çalışanlar, emeklilik fon yönetim şirketlerine yönetim ücreti olarak maaşlarının yaklaşık %1,76’sı oranında ve ilave olarak da hayatta kalma ve malullük sigortası içinde yaklaşık % 0,64 oranında ödemede bulunmaktadır. Emeklilik fon yönetim şirketleri, çoğu katkılar üzerinden olmak üzere sabit ücretle (ortalama 1,15$) faaliyet göstermektedir. Çalışanlar, primlerini yatırmak istedikleri şirketleri seçebilmekte ve bu konuda işverenin bir müdahalesi olamamaktadır.[36] Katılımcılar, hiçbir transfer ücreti ödemeden bireysel hesabındaki bütün birikimlerini alarak bir emeklilik fon yönetim şirketinden bir diğerine yılda iki kez geçebilmektedir. Kadınlarda 60, erkelerde 65 yaşında hak kazanılan emeklilik için emekliler, yıllık emekli maaşı alma veya sistemden çıkarak toplu ödeme alma ya da iki seçeneğin karışımı arasında seçim yapabilmektedir. Enflasyona karşı korunan emekli maaşının miktarını, bireylerin katkı miktarları ve söz konusu katkıların getirileri ile yönetim ücretlerinin miktarı belirlemektedir. Bireysel hesaplarda biriken tasarruflar, özel sektör tarafından hazırlanan yatırımlarda emeklilik fon yönetim şirketlerince değerlendirilmektedir. 2000 Ağustos’ta yatırımların %37’si hazine bonolarında, %33’ü mali piyasalarda, %18’i borsada, %12’si uluslararası yatırımlarda işletilmiştir. Emeklilik fon yönetim şirketleri sadece bir fon yönetebilmekte iken, Mart 2000’den itibaren ikinci fonu da isteyebilmektedir. Temmuz 1981’den Nisan 2000’e kadar %11 oranındaki reel getiri, yönetim ücretleri düşüldükten sonra net %7 oranında gerçekleşmiştir. Ayrıca, emeklilik fonu yönetimlerinin maliyeti son yıllarda artmıştır ve yıllık katkıların yaklaşık %15’ine ulaşmıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında çok sayıda emeklilik fonunun rekabeti ve yüksek pazarlama masrafları oldukça fazla etkili olmuştur.[37]

Şili’ de özel emeklilik sisteminin kurulması kapalı bir ekonomiden liberal bir ekonomiye geçişte baslıca yapısal reformlardan birini oluşturmaktadır. Ülke sisteme geçişten itibaren hızlı bir büyüme kaydetmiştir. Ancak sistemin ilk emeklilerini vermeye başlamasından sonra sonuçları detaylı bir şekilde irdelemek daha akılcı görünmektedir.[38]

 

3.3. Dünya’da Özel Emeklilik Fonlarının Vergilendirilmesi

Özel emeklilik fonlarının ekonomi içerisinde ağırlık kazanmaları, kendilerinden beklenilen sosyal ve iktisadi faydaları üretmeleri için çalışanların tasarruflarını bu fonlara çekecek ve tasarruf eğilimini artıracak vergi tevsiklerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bireysel emeklilik sistemlerinin gelişmesinde temel faktör çalışan ve işverence yatırılan katkı paylarının, emeklilik fonlarınca elde edilen gelirlerin ve emeklilik döneminde katılımcıya yapılan ödemelerin vergilendirilmesindeki teşvikler önem kazanmaktadır.[39]

Kamu emeklilik sisteminden yeterince hoşnut olmayan ve emeklilik döneminde hayat standardında bir düşüş yaşamak istemeyenlerin tasarruflarını bu fonlara yöneltecek ve fonları diğer “gelecek garantisi” yatırım araçlarına göre cazip kılacak en önemli unsur, fonların yüksek getirisi olacaktır. Prim yatırma döneminde primlerin vergi matrahından düşülmesi ve yatırım gelirlerinin vergi kapsamı dışında bırakılması, fonların bileşik getirilerle hızla büyümesini sağlamaktadır. Emeklilik fonu varlıklarının GSMH’ye oranının en yüksek olduğu yedi ülkeye (sırasıyla İsviçre, Hollanda, İngiltere, ABD, İrlanda, Kanada ve Japonya) baktığımızda (bu ülkelerdeki emeklilik fonu varlıkları dünya emeklilik fonu varlıklarının %94’ünü oluşturmaktadır) Japonya’da yatırım gelirleri üzerine konan vergi dışında, hepsinde vergileme, emekli aylığı veya ikramiyesi üzerinden yapılmaktadır. Özel emeklilik sistemi gelişmekte olan ülkelere model olarak sunulan veya aynı sınıfta değerlendirildiğimiz Şili’de de vergileme aynı dönemde yapılmaktadır.[40]

Ülkelerin uyguladıkları vergilendirme yöntemine geçmeden önce özel emeklilik fonlarının hangi biçimlerde vergilendirilebilecekleri üzerinde durulmalıdır. Özel emeklilik tasarruflarının vergilendirilebileceği başlıca üç alandan bahsedilebilmektedir[41]:

Özel emeklilik fonundan sağlanan tasarrufların vergiden muaf tutulması halinde, bu fonlara yöneltilen tasarruflar belirli bir limite kadar vergiden muaf tutulmaktadır. Bu durumda, emeklilik tasarrufları vergi öncesi gelir üzerinden aktarılmakta ya da vergi sonrası gelir üzerinden aktarılıp daha sonra vergi matrahından düşülmektedir. Vergi muafiyetinin ne düzeye kadar tanınacağı ülkeler arasında farklılaşmakta ve vergiye tabi olmaktadır, çalışanların belirlenen azami limitten fazla emeklilik tasarrufu yapabilmektedir

Özel emeklilik fonlarının vergilendirilebileceği başka bir safha ise bu fonların aktarıldığı yatırımlardan sermaye kazancı, temettü ve faiz gibi yatırım gelirlerinin elde edilmesi safhasıdır. Yatırım gelirlerinin vergilendirilmesi uygulamasına, genellikle, her türlü geliri vergilendirme saiki ile hareket eden ülkelerde rastlanmaktadır. Ayrıca, enflasyonun hüküm sürdüğü ortam ve dönemlerde, yatırım gelirlerinin nominal getirilerinin değil, enflasyondan arındırılmış reel getirilerinin vergilendirilmesi gerekmektedir

Emeklilik tasarruflarının vergilendirilebileceği son safha ise emeklilik döneminde emeklilik fonundan emeklilere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi safhasıdır. Emeklilik fonundan yapılan ödemelerin vergilendirildiği ülkelerin bir bölümü toplu ikramiye yada emekli aylığı gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemelerin tümünü aynı koşullarda vergiye tabi tutarken, diğer bir bölümü oluşan bu tasarrufların aylıklar halinde ve toplu olarak çekilmesi durumlarında farklı vergilendirme koşulları uygulamaktadır. Farklı vergilendirme yöntemi izleyen ülkelerde genellikle karşılaşılan yöntem, emeklilik tasarrufunun toplu ikramiye seklinde nakden kullanılmasını daha az cazip hale getirecek yüksek vergilendirme şartları bulunmaktadır.

Dünyada bireysel emeklilik fonları kurumsal yatırımcılar arasında büyüklük itibariyle birinci sırada bulunmakta ve bu tür fonlar sermaye piyasaları üzerinde etkili olmaktadır. Türkiye’nin de bireysel emeklilik sistemini kurması ve ekonomik istikrar programına bu hususu performans kriteri olarak dahil etmesi ümit vericidir. Ancak emeklilik fonlarının ekonomi içerisinde ağırlık kazanmaları, kendilerinden beklenilen sosyal ve iktisadi faydaları üretmeleri için çalışanların tasarruflarını kendilerine çekecek ve tasarruf eğilimini artıracak vergi teşviklerine gereksinim duyulmaktadır.[42]

Özel emeklilik tasarruflarına birinci ve ikinci safhada vergi muafiyeti uygulayıp, üçüncü safhada vergi almanın en yaygın vergilendirme yöntemi olduğu Tablo 7’de gösterilmektedir. Bu yöntemi uygulayan ülkelerin büyük bölümü aynı zamanda en yüksek özel emeklilik fonu varlıklarına sahip olan ülkelerdir. Emeklilik fonlarındaki tasarrufları ayrıcalıklı vergilendiren bu ülkelerde biriken özel emeklilik fonu varlıkları, mevcut en son veriler olan 1996 sonu rakamları itibariyle, Japonya hariç 6,5 trilyon $ seviyesindeki özel emeklilik fonu varlıklarının %96,4’lük bölümünü oluşturmaktadır.[43]

Tablo 7

Ülkeler İtibariyle Özel Emeklilik Fonlarının Vergilendirme Yöntemleri

ÜLKELER Çalışanların Emeklilik Fonuna Yatırdıkları Primler

 

Üzerinden Vergi

Yatırım Gelirleri Üzerinden Vergi Emekli Aylığı Veya Toplu ikramiye Üzerinden Vergi
ABD Yok Yok Var
İngiltere Yok Yok Var
Almanya Var Yok Var
Japonya Yok Var Var
Kanada Yok Yok Var
Hollanda Yok Yok Var
İsveç Yok Var Var
Danimarka Yok Var Var
İsviçre Yok Yok Var
Avusturya Yok Var Var
Fransa Yok Yok Var
İtalya Yok Yok Var
Yeni Zelanda Var Var Yok
İspanya Var Yok Yok
Portekiz Yok Yok Yok
Türkiye Yok Yok Var

Kaynak: İlhan Ege , Bireysel Emeklilik Sistemlerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri: Avrupa Birliği ve Türkiye Karşılaştırması, VII. Ulusal Finans Sempozyumu Bildiriler AB’ne Giriş Sürecinde Finans Sektörü Ve Reel Sektör, Dönence Basım, İstanbul, 2003,s.325

 

3.4. Dünya’da Özel Emeklilik Fonları Varlıkları

Özel emeklilik fonlarının halk arasında ne kadar ilgi gördüğünün en belirleyici göstergesi sistem portföyünde biriken varlıkların toplam büyüklüğüdür. Özel emeklilik fonlarının sermaye piyasası ve ülke ekonomisi içerisinde kayda değer bir etkide bulunabilmesi için öncelikle sermaye piyasasını ve ekonomiyi etkileyebilecek düzeyde bir varlığa hükmetmeleri gerekir.[44]

Tablo 8

ÜLKE AYLIK ORTALAMA ÜCRET(usd[45])

 

(2007 birinci çeyreği itibariyle ücret)

Bireysel Emeklilik Hesabına Katkı

 

(brüt ücretin % si olarak)

Arjantin 581 Baz maaşın% 7’ sinden daha az Ölüm ve Sakatlık Sigorta Ücreti
Bolivya 312 Maaş tabanının % 10’u
Bulgaristan 306[46] Evrensel Emeklilik Fonuna % 5
Çek Cumhuriyeti 1107 % 2.32[47]
DİĞER İÇERİKLER
DEİK/Özilhan: Rus Yatırımcıların Türkiye’ye İlgisi Artıyor
DEİK/Özilhan: Rus Yatırımcıların Türkiye’ye İlgisi Artıyor

DEİK/Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Bloomberg HT’ye İzmir’de düzenlenen Türkiye – Rusya İş Forumu’na ilişkin bilgi verdi.

Otoyollardaki Hız Tespit Sistemi Değişiyor
Otoyollardaki Hız Tespit Sistemi Değişiyor

Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında yeni bir protokol imzalandı.

Türkiye 1. Çeyrekte Yüzde 5 Büyüdü!
Türkiye 1. Çeyrekte Yüzde 5 Büyüdü!

Gayrisafi yurtiçi hasıla ilk tahmini zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2017 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5 arttı. Foreks anketinde beklenti yüzde 3,8 artış olacağı yönündeydi.

Çağlayan Mah. 2009 Sokak No:4A
TT Plaza Muratpaşa / ANTALYA